Bir çocuk psikoloğu olarak çalışmamda, genellikle kendine güvenen, dirençli ve uyumlu çocuklar yetiştirmeye çalışan ailelerle çalışıyorum. Bilinçli olarak toplumsal cinsiyet eşitliğini hedeflesek de, kızlarını güçlendirmeye gerçekten inanan ebeveynler arasında bile, cinsiyetçiliğin gizli (ve bazen de o kadar gizli olmayan) biçimleri farkında olmadan ebeveynliğe sızabilir. “Kız çocuklarının ebeveynlerinde cinsiyetçilik” olarak adlandıracağım bu kasıtsız önyargı, bir kız çocuğunun öz algısını, kariyer hedeflerini, duygusal ifadesini ve genel gelişimini önemli ölçüde etkileyebilir. Bu kalıpları fark etmek ve bunlarla mücadele etmek için aktif olarak çalışmak, Kızlarımız için gerçekten eşitlikçi ve destekleyici ortamlar yaratmak açısından çok önemlidir.
“Kız Çocuklarının Ebeveynlerinde Cinsiyetçiliği” Anlamak
“Kız çocuklarının ebeveynlerinde cinsiyetçilik” terimi kötü niyetle ilgili değildir. Aksine, ebeveynlerin kızlarına farkında olmadan aktarabileceği bilinçsiz önyargıları, toplumsal şartlanmaları ve geleneksel cinsiyet rollerini ifade eder. Kızların ne “olması veya yapması gerektiği” hakkındaki dışsal toplumsal mesajların en iyi niyetli ebeveynleri bile nasıl etkileyebileceğiyle ilgilidir. Bu, çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir:
- Geleneksel Cinsiyet Rollerini Güçlendirmek: Kız çocuklarını neredeyse yalnızca geleneksel olarak kadınsı aktivitelere (örneğin oyuncak bebeklerle oynamak, evcilik oynamak, yemek pişirmek) teşvik ederken, daha tipik olarak erkeksi aktiviteleri (örneğin sert oyunlar, STEM sahaları, rekabetçi sporlar) gizlice engellemek.
- Yetenek Üzerinde Görünüm Vurgusu: Bir kızın zekâsı, gücü, problem çözme becerileri veya hırsından ziyade fiziksel görünümüne, güzelliğine ve cana yakınlığına öncelik vermek.
- Duygusal Stereotipleme: Kız çocuklarının daha duygusal olarak ifade edici, hassas veya uyumlu olmasını beklerken, öfkeyi, girişkenliği veya güçlü fikirleri gizlice engellemek.
- Savunmasızlık ve Koruma Hakkında İnce Mesajlar: Kız çocuklarını aşırı korumak, erkek çocuklarına göre daha kırılgan olduklarını veya daha fazla korunmaya ihtiyaç duyduklarını ima etmek, bu da onların bağımsızlıklarını ve risk alma becerilerini sınırlayabilir.
- Kariyer Sınırlamaları: Kız çocuklarını bilinçsizce erkek egemen alanlardan (mühendislik, teknoloji veya liderlik rolleri gibi) uzaklaştırıp geleneksel olarak kadın egemen mesleklere (öğretmenlik, hemşirelik veya idari roller gibi) yönlendirmek.
- Beden Ayıplama veya Diyet Konuşmaları: Kişinin kendi veya başkalarının bedenlerinden duyduğu memnuniyetsizliği doğrudan veya dolaylı olarak iletmesi veya diyet konuşmalarına girmesi, bu da kız çocuğunun olumsuz beden imajına ve düzensiz beslenme alışkanlıklarına katkıda bulunabilir.
- Evde Eşitsiz İş Bölümü: Kız çocuklarına daha fazla ev işi (yemek pişirme, temizlik) verilirken, erkek çocuklarına daha fazla fiziksel güç veya açık hava çalışması gerektiren görevler verilebilir ve bu da geleneksel rolleri pekiştirir.
Kızlar Üzerindeki Psikolojik Etki
Bu görünüşte incelikli önyargılar, kızlar üzerinde derin ve kalıcı psikolojik etkilere sahip olabilir:
- Sınırlı Öz Algı ve İstekler: Kızlar, potansiyellerini sınırlayan mesajları içselleştirebilir ve bu da onları belirli kariyer veya aktivitelerin “kızlara göre olmadığına” veya değerlerinin öncelikle görünüşlerinde veya başkalarını memnun etme becerilerinde yattığına inanmaya yönlendirebilir.
- Azalan Özgüven ve Öz Saygı: Dışsal onaya (güzellik, cana yakınlık) sürekli vurgu yapmak, içsel öz değere zarar verebilir ve kızların yeteneklerine daha az güvenmelerine ve başkalarından onay almaya daha yatkın olmalarına neden olabilir.
- Duygusal Bastırma veya Abartma: Kızlar, öfke veya girişkenlik gibi “kadınsı olmayan” duyguları bastırmayı öğrenebilir ve bu da içselleştirilmiş strese yol açabilir veya tam tersine, dikkat veya sempati kazanmak için üzüntü gibi “kadınsı” duyguları abartabilirler.
- Beden Algısı Sorunları ve Yeme Bozuklukları: Toplumun ve ebeveynlerin görünüşe odaklanması, beden memnuniyetsizliğine, düşük öz saygıya ve ciddi vakalarda yeme bozukluklarının gelişimine önemli ölçüde katkıda bulunabilir.
- Başarısızlık Korkusu ve Mükemmeliyetçilik: Kızlar, hayatın her alanında (akademik, görünüm, davranış) “mükemmel” olmak için gereksiz bir baskı hissedebilir ve bu da kaygıya ve risk alma veya hata yapma korkusuna yol açabilir.
- Sınırlı Risk Alma ve Bağımsızlık: Aşırı korumacılık, bağımlılığı ve keşfetme, sağlıklı riskler alma veya bağımsız olarak problem çözme becerileri geliştirme isteksizliğini besleyebilir.
- İlişkilere Etkisi: İçselleştirilmiş cinsiyet rolleri, gelecekteki ilişkileri etkileyebilir ve geleneksel güç dinamiklerine yönelik beklentilere veya sınır koymada zorluğa yol açabilir.
Ailelerde Bilinçdışı Önyargı İle Mücadele
Ebeveynler olarak, bu olası önyargıların farkına varmak atılacak en önemli ilk adımdır. Bu, iç gözlem ve uzun süredir var olan varsayımlara meydan okuma isteği gerektirir. Kızlarınız için gerçekten eşitlikçi bir ortam yaratmak için şu stratejiler mevcuttur:
- Geniş Bir İlgi Alanı Yelpazesini Destekleyin
- Çeşitli Oyunları Teşvik Edin: Geleneksel cinsiyet sınırlarını aşan çeşitli oyuncaklar ve aktiviteler sunun – yapbozlar, bilim setleri, spor malzemeleri, resim malzemeleri, bebekler ve mutfak setleri.
- STEM ve Geleneksel Olmayan Alanları Keşfedin: Kızlarınızı bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) alanlarındaki kadınların kitaplarına, gösterilerine ve gerçek hayattan örneklerine ve liderlik rollerine tanıtın. Bu alanlarda merak uyandıran bilim müzelerini ziyaret edin veya Samsun’daki atölyelere katılın.
- Fiziksel Aktivite ve Sporu Teşvik Edin: Sadece estetikten ziyade gücü, dayanıklılığı, takım çalışmasını ve hareketin keyfini vurgulayın. Onları gerçekten keyif aldıkları spor veya fiziksel aktivitelere kaydedin.
- Odak Noktanızı Görünüşten Yetenek ve Karaktere Kaydırın
- Çaba ve Başarıyı Övün: Kızınızı dış görünüşünden çok daha sık zekası, problem çözme becerileri, yaratıcılığı, nezaketi ve azmi için övün.
- Beden Pozitifliği Modeli: Kendi bedeniniz veya başkalarının bedeni hakkında olumsuz yorumlar yapmaktan kaçının. Beden ölçüsü veya görünüm yerine sağlık, güç ve işlevselliğe odaklanın.
- Medya Okuryazarlığını Öğretin: Kızınızın güzellik ve cinsiyet hakkındaki medya mesajlarını eleştirel bir şekilde analiz etmesine yardımcı olun. Gerçekçi olmayan tasvirleri ve güzelliğin çeşitli biçimlerini tartışın.
- Duygusal Okuryazarlığı ve Sağlıklı İfadeyi Geliştirin
- Tüm Duyguları Doğrulayın: Kızlarınıza öfke, hayal kırıklığı ve iddialılık da dahil olmak üzere tüm duygu yelpazesini sağlıklı yollarla hissetmenin ve ifade etmenin sorun olmadığını öğretin.
- İddialılığı Teşvik Edin: Onlara “hayır” demeyi, sınırlar koymayı ve kendilerini saygılı bir şekilde savunmayı öğretin.
- Stereotiplerden Kaçının: Onlara “kızlar sinirlenmez” veya “uslu bir kız ol” demeyin.
- Bağımsızlığı ve Risk Almayı Teşvik Edin
- Güvenli Keşiflere İzin Verin: Küçük bir risk içerse bile (örneğin, ağaca tırmanmak, grup projesine liderlik etmek) yeni şeyler denemeleri için onları teşvik edin.
- Problem Çözmeyi Öğretin: Sorunları hemen onlar için çözmek yerine, kendi çözümlerini bulmaları için onlara rehberlik edin.
- Hataları Öğrenme Fırsatı Olarak Kabul Edin: Başarısızlıkları utanılacak bir şey olarak değil, öğrenme ve büyüme fırsatları olarak görmelerine yardımcı olun.
- Eşitli İş Bölümünü Sağlayın
- Ev İşlerini Cinsiyete Göre Değil, Yeteneklere Göre Verin: Hem oğulların hem de kızların çeşitli ev sorumluluklarını paylaştığından emin olun.
- Eşitlik Modeli Oluşturun: Her iki ebeveyn de her türlü ev işine ve çocuk bakımına aktif olarak katılmalıdır.
- Dile Dikkat Edin
- Cinsiyetsiz Bir Dil Kullanın: “İtfaiyeci” yerine “itfaiyeci” veya “kadın polis” yerine “polis memuru” gibi terimler kullanın.
- Kalıp Yargılara Meydan Okuyun: Çocuklarınızın önünde cinsiyet kalıp yargılarına dayalı yorumlar yapan aile üyelerinizi veya arkadaşlarınızı nazikçe düzeltin.
Psikoloğun Rolü
Bu önyargılarla mücadele ediyorsanız veya kızınız üzerindeki etkilerini gözlemliyorsanız, destek aramanın bir güç göstergesi olduğunu unutmayın. Samsun Psikolog olarak şunları sunabilirim:
- Ebeveynlik Danışmanlıkları: Ebeveynlerin bilinçdışı önyargılarını belirlemelerine ve daha adil ebeveynlik stratejileri geliştirmelerine yardımcı olmak.
- Aile Terapisi: Cinsiyet kalıp yargılarını istemeden de olsa pekiştirebilecek aile dinamiklerini ele almak.
- Kızlar İçin Bireysel Terapi: Kız çocuklarının sağlıklı öz saygı geliştirmelerine, içselleştirilmiş önyargılarla mücadele etmelerine ve dayanıklılıklarını geliştirmelerine destek olmak.
- Psikoeğitim: Sağlıklı çocuk gelişimi ve cinsiyet eşitliği hakkında kaynak ve bilgi sağlamak.
Sonuç
Günümüz dünyasında kız çocuklarını yetiştirmek, potansiyellerini sınırlayabilecek gizli önyargıları ortadan kaldırmak için bilinçli bir çaba gerektirir. “Kız çocuklarının ebeveynlerindeki cinsiyetçilik” suçlamayla değil, farkındalık ve proaktif değişimle ilgilidir. Geleneksel cinsiyet rollerine sürekli meydan okuyarak, görünüşten ziyade yetenekleri ön plana çıkararak, duygusal özgünlüğü teşvik ederek, bağımsızlığı destekleyerek ve eşitliği örnekleyerek, Samsun’daki ebeveynler kızlarını, modası geçmiş beklentiler tarafından kısıtlanmadan her hayalin peşinden gidebilen, kendine güvenen, hırslı ve dirençli bireyler olarak yetiştirmeleri için güçlendirebilirler. Kızlarımızın potansiyelleri kadar sınırsız bir gelecek görmelerini sağlamak için birlikte çalışalım.