Ergenlerde Suça Karışma Eğilimi

Çocukluktan yetişkinliğe geçiş karmaşık ve genellikle çalkantılı bir dönemdir. Ergenler bağımsızlık ve kimlik için çabalarken önemli fiziksel, duygusal ve sosyal değişimlerle karşılaşırlar.

Samsun Çocuk Psikoloğu İletişim

Çocukluktan yetişkinliğe geçiş karmaşık ve genellikle çalkantılı bir dönemdir. Ergenler bağımsızlık ve kimlik için çabalarken önemli fiziksel, duygusal ve sosyal değişimlerle karşılaşırlar. Ergenlerin çoğu bu zorlukların üstesinden başarıyla gelirken, bir alt grup suç davranışına karışabilir ve bu da Samsun’da ve ötesinde aileler, topluluklar ve hukuk sistemi için endişeye neden olabilir. Samsun Psikolog olarak, bu eğilimin ardındaki çok yönlü nedenleri anlamanın etkili önleme ve müdahale için çok önemli olduğunu kabul ediyorum. Bu makale, ergenlerin suça karışmasına katkıda bulunabilecek çeşitli psikolojik, sosyal ve çevresel faktörleri inceleyecek ve bu karmaşık soruna kapsamlı bir genel bakış sunmayı amaçlayacaktır.

Ergenlik Döneminde Psikolojik Zayıflıklar

Ergen beyni, özellikle dürtü kontrolü, karar verme ve uzun vadeli sonuçları anlamaktan sorumlu olan prefrontal korteks olmak üzere hala gelişmektedir. Bu nörolojik olgunlaşmamışlık, ergenliğin karakteristik özelliği olan yoğun duygusal deneyimlerle bir araya geldiğinde, suç faaliyetleri de dahil olmak üzere riskli davranışlara karşı hassasiyeti artırabilir.

  • Dürtüsellik ve Risk Alma: Hala gelişmekte olan prefrontal korteks, genellikle artan dürtüselliğe ve potansiyel sonuçları tam olarak düşünmeden riskli davranışlarda bulunma eğilimine yol açar. Ergenlikle sıklıkla ilişkilendirilen heyecan arayışı doğası, suç eylemlerine dahil olmaya da katkıda bulunabilir.
  • Kimlik Oluşumu ve Akran Etkisi: Ergenler, kimliklerini oluşturmaya ve akran grupları içinde yerlerini bulmaya yoğun bir şekilde odaklanırlar. Kabul görme ve ait olma arzusu, ergenleri bazen belirli akran gruplarından, özellikle antisosyal davranışlarda bulunan veya çetelerde yer alan kişilerden onay almak için suç faaliyetleri de dahil olmak üzere davranışlarda bulunmaya yönlendirebilir.
  • Duygusal Düzensizlik: Ergenlik genellikle artan duygusal yoğunluk ve değişkenlikle işaretlenir. Bu duyguları sağlıklı yollarla yönetme ve ifade etmede zorluk, saldırganlık ve kural ihlali gibi davranışların sergilenmesine yol açabilir ve bu da suç faaliyetine dönüşebilir.
  • Düşük Öz Saygı ve Yabancılaşma Duyguları: Düşük öz değerle veya aileden, okuldan veya toplumdan kopukluk hissiyle mücadele eden gençler, dikkat çekmenin, güç kazanmanın veya sapkın bir grup içinde aidiyet duygusu kazanmanın bir yolu olarak suç davranışlarına girmeye daha yatkın olabilir.
  • Ruh Sağlığı Sorunları: Dikkat Eksikliği/Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), Davranış Bozukluğu (CD), Karşı Gelme Bozukluğu (ODD), anksiyete ve depresyon gibi altta yatan ruh sağlığı koşulları, suç davranışına dahil olma riskini önemli ölçüde artırabilir. Bu koşullar dürtü kontrolünü, sosyal becerileri ve duygusal düzenlemeyi bozabilir.
  • Bilişsel Çarpıtmalar: Bazı gençler, başkalarını suçlama, verilen zararı küçümseme veya yakalanmayacaklarına inanma gibi suç eylemlerini haklı çıkaran hatalı düşünce kalıpları geliştirebilir.

Aile, Akran ve Toplum Etkisi

Bir gencin içinde büyüdüğü sosyal çevre, davranışlarını şekillendirmede ve suç işleme olasılığını etkilemede önemli bir rol oynar.

  • Aile Dinamikleri: Kötü ebeveyn denetimi, tutarsız disiplin (çok sert veya çok gevşek), ebeveyn katılımının eksikliği, ebeveyn çatışması, aile içi şiddet veya ebeveynin madde bağımlılığı veya suç davranışı ile karakterize edilen işlevsiz bir aile ortamı, genç suçluluğu riskini önemli ölçüde artırır. Aile üyelerine güçlü, olumlu bağlanma eksikliği, gençleri olumsuz akran etkilerine karşı daha savunmasız hale getirebilir.
  • Akran Etkisi ve Çete Katılımı: Daha önce de belirtildiği gibi, akranlar ergenlik döneminde güçlü bir etki uygular. Suçlu akranlarla ilişki kurmak veya çetelere katılmak, suç faaliyetlerine katılma olasılığını önemli ölçüde artırır. Çeteler, dışlanmış gençler için bir aidiyet ve kimlik duygusu sağlayabilir ancak genellikle yasa dışı davranışları teşvik eder.
  • Sosyoekonomik Faktörler: Yoksulluk, işsizlik, eğitim fırsatlarının eksikliği ve suç ve şiddet oranlarının yüksek olduğu dezavantajlı mahallelerde yaşamak, suçlu davranışları teşvik eden bir ortam yaratabilir. Olumlu eğlence aktivitelerine ve destek sistemlerine sınırlı erişim de katkıda bulunabilir.
  • Okul Ortamı: Akademik başarısızlık, devamsızlık, okulu bırakma, zorbalık ve okula bağlılık eksikliği gibi olumsuz okul deneyimleri, suça karışma riskini artırabilir. Okul, yapı, destek ve olumlu sosyal etkileşimler sağlayan koruyucu bir faktör olmalıdır.
  • Toplum Faktörleri: Şiddete maruz kalma, uyuşturucu bulunabilirliği ve toplum kaynaklarının ve olumlu rol modellerinin eksikliği, gençler arasında suçlu davranışları normalleştirebilir veya hatta teşvik edebilir.

Toplumsal ve Kültürel Faktörler

Daha geniş bir çerçeveden bakacak olursak toplumsal ve kültürel faktörler de dolaylı olarak genç suçlarına katkıda bulunabilir.

  • Medya Etkisi: Televizyon, filmler ve video oyunları dahil olmak üzere medyada şiddete ve suça maruz kalma, saldırgan davranış ve şiddetin normalleştirilmesi üzerindeki potansiyel etkisi konusunda devam eden bir tartışmanın konusu olmuştur.
  • Kültürel Normlar ve Değerler: Meşru araçlar olmadan saldırganlığı, egemenliği veya maddi başarıyı yücelten toplumsal normlar, bazı gençleri dolaylı olarak suç işlemeye yöneltebilir.
  • Fırsat Eksikliği ve Toplumsal Eşitsizlik: Belirli genç grupları için sistemik eşitsizlikler ve fırsat eksikliği, hayal kırıklığına, kızgınlığa ve ihtiyaçlarını karşılamak veya öfkelerini ifade etmek için yasa dışı faaliyetlere başvurma olasılığının artmasına yol açabilir.

Profesyonel Destek

Gençlerin suça karışmasını önlemek ve ele almak, Aileleri, okulları, toplulukları ve ruh sağlığı uzmanlarını içeren kapsamlı ve işbirlikçi bir yaklaşım gerektirir.

  • Erken Müdahale Programları: Risk altındaki gençleri erken belirlemek ve onlara ruh sağlığı danışmanlığı, akademik yardım ve olumlu rol modelleri gibi destek hizmetleri sağlamak, suç davranışına doğru tırmanışı önlemede çok önemli olabilir.
  • Aileleri Güçlendirmek: Ebeveynlik becerilerini, aile içi iletişimi ve savunmasız ailelere destek sağlamayı geliştirmeye odaklanan programlar, gençler için daha istikrarlı ve besleyici bir ortam yaratabilir.
  • Olumlu Gençlik Gelişim Programları: Gençlere spor, sanat, gönüllülük ve diğer yapıcı aktiviteler aracılığıyla toplumlarında olumlu katılım fırsatları sağlamak, aidiyet, amaç ve toplum yanlısı davranış duygusunu teşvik edebilir.
  • Okul Tabanlı Önleme Programları: Okullarda sosyal beceri geliştirme, çatışma çözümü, zorbalığa karşı girişimler ve ruh sağlığı farkındalığına odaklanan programlar uygulamak, daha destekleyici ve daha güvenli bir okul ortamı yaratabilir.
  • Topluluk Tabanlı Girişimler: Topluluk kaynaklarına yatırım yapmak, gençler için güvenli alanlar yaratmak ve eğitime, iş eğitimine ve eğlence aktivitelerine erişim sağlamak suça karışma olasılığını azaltabilir.
  • Ruh Sağlığı Hizmetleri: Duygusal ve davranışsal sorunlarla mücadele eden gençler için uygun fiyatlı ve etkili ruh sağlığı hizmetlerine erişimin sağlanması, suça katkıda bulunabilecek altta yatan durumların erken teşhisi ve tedavisi için önemlidir.
  • Onarıcı Adalet Yaklaşımları: Zararın onarılmasına ve hesap verebilirliğin teşvik edilmesine odaklanan onarıcı adalet uygulamalarının uygulanması, gençlik suçunu ele almada yalnızca cezalandırıcı önlemlerden daha etkili olabilir.

Sonuç

Gençlerin suça karışma eğilimi, psikolojik zaafların, sosyal etkilerin ve daha geniş toplumsal faktörlerin bir araya gelmesinden kaynaklanan karmaşık bir konudur. Samsun Psikolog olarak, bu karmaşık dinamikleri anlamak etkili önleme ve müdahale stratejileri geliştirmek için önemlidir. Erken müdahaleye odaklanarak, aileleri ve toplulukları güçlendirerek, gençlerin gelişimi için olumlu fırsatlar sunarak ve ruh sağlığı hizmetlerine erişimi garanti altına alarak, gençlerimiz için daha güvenli ve daha destekleyici bir ortam yaratmaya, onları yetişkinliğe giden sağlıklı ve üretken yollara yönlendirmeye çalışabiliriz. Siz de bu konu hakkında destek almak istiyorsanız Samsun Psikolog sayfasını ziyaret ederek randevu alabilirsiniz.

Samsun Çocuk Psikoloğu Hanedan Bilevci

Hanedan Bilevci - Samsun Çocuk Psikoloğu Randevu Al

Samsun'da bebekler, çocuklar, ergenler, ebeveynler ve yetişkinlere yönelik terapi ve testler için randevu alın.